Kendi Olmakla Övünen Erkek

Kendin olmak değil, kendinin kim olduğu bilmek ve kim olacağını seçmek daha önemlidir. Kişilik durağan bir süreç değildir, devamlı gelişir. 17 yaşınızda olduğunuz kişiyle 27 yaşında olduğunuz kişi eş değildir. Aynı şeyleri düşünmez veya beğenmez. Esas sorun o 10 senede kim olacağınızdır.

Belki de gerçekte olduğunuz kişi o kadar da iyi biri değildir? Bunu hiç düşündünüz mü? Rahat olun çoğu insan düşünmüyor ve kendi olmakla gurur duyuyor.

Çoğu kişi kendi olmayı, kendisinin başardığını sanır ama yanlıştr. İnsanlar psiko-sosyal varlıklardır ve kararlarını genelde kendileri vermez. Özetle toplumun şartladığını yaşarsınız. Doğduğunuz ortam, aileniz ve çevreniz sizi ilk şekillendirenlerdir. Ben bile çocukluğumdan beri “kendin ol, seni seven böyle sevsin” benzer cümleleri duyuyordum.

“Kendin ol” kavramı devamlı abartılır.

Bu kavram iyi bir şey gibi satılır. Oysaki psikopatlar sizden daha fazla kendisidir ve empati duymazlar. Narsisistik kişilik bozuluk sahiplerinde öyle bir savunma mekanizması vardır ki her şeyi hep doğru yaptığını savunacak ve buna karşı olan partneri ezecek, manipüle edecek kadar kendidir. Psikolojik açıdan aslında kendililik yapılanması eksiktir ama o tam sanır.

Çoğu normal insan da kendinin kim olduğunu fark etmeyerek ve aynı hataları yaparak benzer durumdadır. Hayatta hiçbir başarısı yoktur, eğitimi yoktur fakat kendi olmakla gurur duyar. Örneğin bir erkek olarak “kendin olmak” için ne yaptın? diye sorarsın. Beni beğenen böyle beğensin şeklinde geri dönüş verir. Bunun doğduğun milletle gurur duymaktan farkı yoktur. Oysaki doğuştan değeri fiziksel nitelikleri ve doğurganlıkları nedeniyle sadece kadınlar sahiptir. erkekse olduğu kişiyi inşa ederse bunu başarır.

Esas değişim kendinin kim olduğunu ve olacağına karar verdiğinizde gerçekleşir. bunun yolu kişisel gelişim ve erkek-kadın ilişki dinamiğini öğrenmek ve size ne kadar aykırı gelse de bunu içselleştirmenizle mümkündür. Başta çoğu kişi güncel paradigmalara uymadığınız için “kendiniz olmamakla” suçlayacaktır çünkü ortalamadan sapanları toplum sevmez.

Sadece toplum değil, doğanız da sizi durdurmak üzerine çalışacaktır. Örneğin enerji gerektiren işlere emek harcamak yerine enerjinizi korumanız için sizi ikna etmeye çalışacaktır. Geçmişte öğrendiklerinizi doğrulamak üzerine çalışacaktır. Çünkü araştırmalara göre “insan ilk öğrendiğini doğru kabul etmektedir.” En ufak hatada “bak gördün mü eskiden böyle yapsam sonuç alırdım belki de” düşüncesi oluşacaktır. Gün sonunda buna uygun alacağınız karar “kendin olmak iyidir” olacaktır. Bu mite ayrılıklar da eşlik eder, yalnız kalan insanlar hep birinin kendisini kurtarmasını bekler çünkü hak ediyordur. Geçmişte şurada yazdık. Değişimse kendinizle yüzleşmeke başlar.

İstatistiklerden sadece kendi olmakla yetinen ve ortalamada kalan erkeklerin eşe ulaşamadığını biliyoruz. Çin’de buna artış eş deniliyor. ABD’de incel nüfusu patlamış durumda. Hepsinin nedeni bu atalet hali, kendi olma safsatası. Temelde de gelişmek yerine toplumun kendi istedikleri yönde değişmesini istemeleri bu sorunlara yol açmaktadır. Yine sosyal medya da buna destek vermekte kişiler kendileri gibi düşünenlere (self-bias) yaparak daha çok ulaşmaktadırlar. Bunların yansıra birebir tanışmaların azalması sosyal yetenekleri de iyice yok etmiş o. Geçmişte ekşi şeyler ve debe yazısında şöyle açıklamıştık. Hatta podcastini de yapmıştık.

Özetle kendiniz olmak yerine, amaçlarınıza uygun kişiye dönüşmeniz daha önemlidir. bunun yolu da inatla gelişmeye çalışmaktır.

Makaleyi oylamayı ihmal etmeyin, buradan sponsorumuz olarak bize destek verebilirsiniz.